إباحة
التزوج بغير
صداق
70- Mehirsiz Evliliğin
de Geçerli Olması
وذكر
الاختلاف على
منصور في خبر
بروع بنت واشق
أخبرنا عبد
الله بن محمد
بن عبد الرحمن
قال حدثنا أبو
سعيد عبد
الرحمن بن عبد
الله عن زائدة
بن قدامة عن
منصور عن
إبراهيم عن
علقمة
والأسود قالا
أتي عبد الله
في رجل تزوج
امرأة ولم
يفرض لها
فتوفي قبل أن
يدخل بها فقال
عبد الله سلوا
هل تجدون فيها
أثرا قالوا يا
أبا عبد
الرحمن ما نجد
فيها يعني
أثرا قال أقول
برأيي فإن كان
صوابا فمن
الله لها كمهر
نسائها لا وكس
ولا شطط ولها
الميراث
وعليها العدة
فقام رجل من
أشجع فقال في
مثل هذا قضى
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فينا في
امرأة يقال
لها بروع بنت
واشق تزوجت
رجلا فمات قبل
أن يدخل بها
فقضى لها رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بمثل صداق
نسائها ولها
الميراث
وعليها العدة
فرفع عبد الله
يديه وكبر قال
أبو عبد الرحمن
لا أعلم أحدا
قال في هذا
الحديث الأسود
غير زائدة
[-: 5489 :-] Alkame ile
Esved'in bildirdiğine göre Abdullah (b. Mes'ud)'dan belirli bir mehir tayin
etmeden bir kadınla evlenen ancak kadınla zifafa girmeden vefat eden bir adam
konusunda fetva istediler. Abdullah:
"Kadını kontrol
edin hamilelik belirtisi gibi şeyler var mı?" deyince, adamlar: "Ey
Ebu Abdirrahman! Öyle bir belirti görmedik'' karşılığını verdiler. Abdullah da
dedi ki: "O zaman bu konuda kendi görüşümü söyleyeceğim. Şayet görüşümde
isabet edersem bu Allah'ın inayetiyledir. Bu durumda kadına ne az, ne de fazla
olmamak kaydıyla emsal kadınların mehri kadarı verilir. Aynı şekilde ölen
kocasına mirasçı olur ve iddet de bekler." Abdullah'ın bu sözü üzerine
Eşca' kabilesinden bir adam kalkıp dedi ki: "Böylesi bir durumu olan bir
kadın konusunda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de aynı hükmü verdi.
Berva' binti Vaşik adında bir kadın bir adamla evlenmiş, ancak gerdeğe girmeden
kocası ölmüştü. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de kadına emsal
kadınların mehri kadarının verilmesine, kocasına mirasçı olacağına ve iddet
beklemesi gerektiğine hükmetti." Abdullah bunu duyunca ellerini kaldırıp
tekbir getirdi.
Mücteba: 6/121; Tuhfe:
11461.
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
ذكر اسم
الأشجعي
والاختلاف في
ذلك
أخبرنا أحمد
بن سليمان قال
حدثنا يزيد
قال حدثنا
سفيان عن
منصور عن
إبراهيم عن
علقمة عن عبد
الله أنه أتى
في امرأة
تزوجها رجل
فمات عنها ولم
يفرض لها
صداقا ولم
يدخل بها
فاختلفوا إليه
قريبا من شهر
لا يفتيهم ثم
قال أرى لها
صداق نسائها
لا وكس ولا
شطط ولها الميراث
وعليها العدة
فشهد معقل بن
سنان الأشجعي
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قضى في
بروع بنت واشق
بمثل ما قضيت
[-: 5490 :-] Alkame'nin
bildirdiğine göre Abdullah'tan, belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla
evlenen, ancak kadınla zifafa girmeden vefat eden bir adam konusunda fetva
istediler. Adamlar bir ay boyunca bu konuda Abdullah'ın yanına gelip gittiler,
ancak onlara herhangi bir fetva vermedi. En sonunda onlara dedi ki:
"Görüşümce kadına
ne az, ne de fazla olmamak kaydıyla emsal kadınların mehri kadarı verilir. Aynı
şekilde ölen kocasına mirasçı olur ve iddet de bekler." Bunun üzerine
Eşca' kabilesinden biri olan Ma'kil b. Sinan, Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'in böylesi bir durumda olan Berva' binti Vaşık hakkında Abdullah'ın verdiği
hükmün aynısını verdiğini söyledi.
5491, 5492, 5493,
5494, 5495, 5496, 5497, 5498 ile 5677. hadislerde tekrar gelecektir. - Mücteba:
6/121; Tuhfe: 11461.
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
[-: 5491 :-] Mu'temir b. Süleyman da
Mansur vasıtasıyla bir öncekinin aynısını rıvayet eder.
Tuhfe: 4558.
ذكر
الاختلاف على
عامر الشعبي
في هذا الحديث
أخبرنا
إسحاق بن
منصور قال
حدثنا عبد
الرحمن قال
حدثنا سفيان
عن فراس عن
الشعبي عن
مسروق عن عبد
الله في رجل
تزوج امرأة
فمات ولم يدخل
بها ولم يفرض
لها قال لها
الصداق
وعليها العدة ولها
الميراث فقال
معقل بن سنان
فقد سمعت النبي
صلى الله عليه
وسلم قضى به
في بروع بنت
واشق
[-: 5492 :-] Mesruk der
ki: Belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla evlenen ancak kadınla zifafa
girmeden vefat eden bir adam konusunda Abdullah: "Kadına mehri verilir,
kocasına mirasçı olur ve iddet bekler" hükmünü verdi. Bunun üzerine Ma'kil
b. Sinan da: "Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in de Berva' binti Vaşik
hakkında aynı hükmü verdiğini işittim" dedi.
Mücteba: 6/122; Tuhfe:
11461.
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا
إسحاق بن
منصور قال
حدثنا عبد
الرحمن عن
سفيان عن
منصور عن
إبراهيم عن
علقمة عن عبد
الله مثله
[-: 5493 :-] İbrahim de
Alkame vasıtasıyla Abdullah'tan aynısını rivayet eder.
Mücteba: 6/122; Tuhfe:
11461.
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا علي
بن حجر قال
حدثنا علي بن
مسهر عن داود
بن أبي هند عن
الشعبي عن
علقمة عن عبد
الله أنه أتاه
قوم فقالوا إن
رجلا منا تزوج
امرأة ولم
يفرض لها
صداقا ولم
يجمعها إليه
حتى مات فقال
عبد الله ما
سئلت منذ
فارقت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أشد
علي من هذه
فأتوا غيري
فاختلفوا
إليه فيها
شهرا ثم قالوا
له في آخر ذلك
من نسأل إن لم
نسألك وأنت من
جلة أصحاب
محمد صلى الله
عليه وسلم
بهذا البلد
ولا نجد غيرك
قال سأقول
فيها بجهد
رأيي فإن كان
صوابا فمن
الله وحده لا
شريك له وإن
كان خطأ فمني
ومن الشيطان
والله ورسوله
منه براء أرى
أن أجعل لها
صداق نسائها
لا وكس ولا
شطط ولها
الميراث وعليها
العدة أربعة
أشهر وعشرا
قال وذلك بسمع
أناس من أشجع
فقاموا
فقالوا نشهد
أنك قضيت بما
قضى به رسول
الله صلى الله
عليه وسلم في
امرأة منا
يقال لها بروع
بنت واشق قال
فما رئي عبد
الله فرح فرحه
يومئذ إلا
بإسلامه
[-: 5494 :-] Alkame'nin
bildirdiğine göre, belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla evlenen, ancak
kadınla zifafa girmeden vefat eden bir adam konusunda Abdullah (b. Mes'ud)'dan
hüküm vermesi istenildiğinde: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)
vefat ettiğinden beri bana bundan daha zor bir soru sorulmadı. Başkasına gidip
fetva isteyin" dedi. Bir ay boyunca hüküm vermesi için yanına gelip
gittiler. En sonunda ona: "Senin gibi Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'in seçkin ashabından biri dururken burada kime gidelim ki?"
dediler. Bunun üzerine Abdullah şu karşılığı verdi: "O zaman bu konuda kendi
görüşümü söyleyeceğim. Şayet görüşümde isabet edersem bu, ortağı olmayan
Allah'tandır. Şayet hatalı olursa benden ve Şeytandandır. Böylesi bir hükümden
de Allah ve Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) beridir. Görüşümce kadına ne
az ne de fazla olmamak kaydıyla emsal kadınların mehri kadarı verilir. Aynı
şekilde kocasına mirasçı olur. Dört ay on gün de iddet bekler." Abdullah
bunları söylerken Eşca' kabilesinden bazıları da onu dinliyorlardı. Abdullah bu
hükmü verince kalkıp: "Şehadet ederiz ki böylesi bir konuda Berva' binti
Vaşik adında bir kadın hakkında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
verdiği hükmün aynısını verdin" dediler. Bu sözleri işiten Abdullah öyle
bir sevindi ki sadece Müslüman olduğu zaman bu kadar sevinmişti.
Mücteba: 6/122; Tuhfe:
11461 .
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
أخبرنا شعيب
بن يوسف
النسائي عن
يزيد يعني بن
هارون عن بن
عون عن الشعبي
عن الأشجعي
قال رأيت بن
مسعود فرح
فرحة وجاءه
رجل فسأله عن
رجل وهب ابنته
لرجل فمات قبل
أن يدخل بها ولم
يفرض لها
الصداق فقال
لها الصداق
كاملا وعليها
العدة ولها
الميراث فقال
معقل بن سنان
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم قضى
به في بروع
بنت واشق قال
الأشجعي شهدت
النبي صلى
الله عليه
وسلم قضى بها
ففرح فرحة ما
فرح مثلها
[-: 5495 :-] Eşcai anlatıyor: Bir
defasında Abdullah b. Mes'ud'un çok sevindiğine şahit oldum. Adamın biri kızını
bir adama hibe edip (mehirsiz) onunla evlendirmiş. Ancak kız onunla zifafa
girmeden adam ölmüştü. Biri gelip bu konuda Abdullah'tan fetva istedi.
Abdullah: "Bu konuda herhangi bir şey işitmiş değilim" dedi. Fetva
isteyen adam: "Bir ay boyunca yanına gelip gidecek olsam dahi ne bunu senden
başkasına sorarım, ne de soracak birini bulabilirim" deyince, Abdullah şu
karşılığı verdi: "O zaman bu konuda kendi görüşümü söyleyeceğim. Şayet
görüşümde isabet edersem bu, Allah'ın inayetiyle olmuş demektir. Görüşümce
kadına ne az, ne de fazla olmamak kaydıyla benzeri kadınların mehri kadarı
verilir. Bunun yanında iddet de bekler." Ben de ona:
"Bu konuda Nebi'in
de (s.a.v.) aynı şekilde hüküm verdiğine şahit oldum" dediğimde Abdullah
öyle bir sevindi ki bu kadar sevindiğini görmüş değildim.''
Tuhfe: 11461 .
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
Ayrıca hadisi Tahavi,
Şerh Müşkili'l-Asar (5322) rivayet etmiştir.
[-: 5496 :-] Şa'bi anlatıyor:
Abdullah'a, belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla evlenen, ancak kadınla
zifafa girmeden vefat eden bir adam konusunda fetva istenince, Abdullah (b.
Mes'ad) adama: "Bunu sorabileceğin pek çok kişi var, onlara sor"
karşılığını verdi. Ancak adam: "Valiahi bir yıl bekleyeceğimi bilsem yine
senden başkasına bunu sormam" dedi. Adam bir ay boyunca bu konu için
Abdullah'ın yanına gelip gitti. Sonunda Abdullah kalkıp abdest aldı, iki rekat
namaz kıldıktan sonra: "Allahım! Görüşümde isabet edersem senden, hata
edersem de bendendir" diye dua etti ve dedi ki: "Görüşümce kendisine,
onun gibi olan kadınların mehirlerinin benzeri bir mehir verilir. Bunun yanında
kocasına yine mirasçı olur ve iddet de bekler." Eşca' kabilesinden bir
adam kalkıp: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bizim kabileden bu
durumda olan Berva' binti Vaşik adında bir kadın konusunda da aynı hükmü
verdi" deyince, Abdullah adama: "Senden başka bunu teyid edecek
birileri var mı?" diye sordu. Orada bulunan başkaları da kalkıp bunu teyid
ettiler.
Tuhfe: 11461.
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
Ayrıca hadisi
Abdurrezz:lk, Musannef (l 1743) rivayet etmiştir.
[-: 5497 :-] Şa'bi şöyle bildirir:
"Karısına belirli bir mehir tayin etmeden ölen bir adam konusunda fetva
istemek üzere Abdullah'ın yanına bir ay boyunca gelip gittiler. .. " Ravi
devamında bir önceki hadisi zikreder. Ancak sonunda der ki:
"Bunun üzerine
Ma/kil b. Sinan kalkıp: "Berva' binti Vaşik adında bir kadın konusunda
Resulullah da (scıllc,llcıhu cıleyhi vesellem) aynı hükmü verdi" dedi.
Tuhfe: 11461 .
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
[-: 5498 :-] ismail b. Ebi Halid,
Amir' (Şa'bı)'den bildiriyor: "Karısına belirli bir mehir tayin etmeden
ölen bir adam konusunda fetva istemek üzere Abdullah'ın yanına geldiler ...
"
Ravi bir önceki hadisi
zikreder. Ancak sonunda der ki: "Bunun üzerine Ma'kil b. Sinan kalkıp:
''Berva' binti Vaşik adında bir kadın konusunda Resulullah da (scıllcıllcıhu
cıleyhi vesellem) aynı hü'kmü verdi'' dedi.,,
Mücteba: 6/122; Tuhfe:
11461.
Diğer tahric: Hadisi
Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943),
Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban
(4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.
باب
هبة المرأة
نفسها لرجل
بغير صداق
والكلام الذي
ينعقد به
النكاح
71- Kadının Mehir
istemeden Bir Erkeğe Evlilik Teklif Etmesi
وذكر اختلاف
ألفاظ
الناقلين
لخبر سهل بن
سعد في ذلك
أخبرنا
هارون بن عبد
الله قال
حدثنا معن قال
حدثنا مالك عن
أبي حازم عن
سهل بن سعد أن
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم جاءته
امرأة فقالت
يا رسول الله
إني قد وهبت
نفسي لك فقامت
قياما طويلا
فقام رجل فقال
زوجنيها إن لم
يكن لك بها
حاجة قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم هل
عندك شيء قال
إزاري قال إن
أعطيتها إياه
جلست لا إزار
لك فالتمس
شيئا قال ما
أجد شيئا قال
التمس ولو
خاتما من حديد
فالتمس فلم
يجد شيئا فقال
له رسول الله
صلى الله عليه
وسلم هل معك
من القرآن شيء
قال نعم سورة
كذا وسورة كذا
لسور سماها
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
قد زوجتكها
على ما معك من
القرآن
[-: 5499 :-] Sehl b.
Sa'd anlatıyor: Kadının biri Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)'e
gelip: "Ya Resulallah! Ben kendimi sana hibe ettim, uygun gördüğünü
yap!" dedi. Orada uzunca bir müddet öylece kaldıktan sonra adamın biri
kalkıp:
"Şayet sen
evlenmeyeceksen kadını benimle evlendir" dedi. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) adama: "Mehir olarak verebileceğin bir şey var mı?"
diye sorunca, adam:
"Üzerimdeki izar
var" dedi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "İzanm ona verecek
olursan senin üzerinde bir şey kalmaz. Mehir olarak verecek bir şeyler
bul" buyurunca, adam: "Bir şey bulamam" dedi. Allah Resulü
(sallallahu aleyhi ve sellem):
"Demirden bir yüzük
dahi olsa git ara bul" buyurunca, adam gitti ancak bir şey bulamadı.
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona: "Kuran surelerinden
ezberinde bir şey var mı?" diye sorunca, adam:
"Evet! Şu şu
sureler var" dedi ve bildiği sureleri saydı. Bunun üzerine Allah Resulü
(sallallahu aleyhi ve sellem):
"Kur'an'dan
bildiğin sureleri ona öğretmen karşılığında kadım senİnle evlendiriyorum"
buyurdu.
Mücteba: 6/123; Tuhfe:
4742.
5289. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا محمد
بن منصور عن
سفيان قال
سمعت أبا حازم
يقول سمعت سهل
بن سعد يقول
إني لفي القوم
عند النبي صلى
الله عليه
وسلم فقامت
امرأة فقالت
يا رسول الله
إنها قد وهبت
نفسها لك فرأ
فيها رأيك
فسكت فلم
يجبها النبي
صلى الله عليه
وسلم بشيء ثم
قامت فقالت يا
رسول الله إنها
قد وهبت نفسها
لك فرأ فيها
رأيك فقام رجل
فقال زوجنيها
يا رسول الله
قال هل معك
شيء قال لا
قال اذهب
فاطلب شيئا
فذهب فطلب ثم
جاء فقال يا
رسول الله لم
أجد شيئا قال
اذهب فاطلب
ولو خاتما من
حديد فذهب
فطلب ثم جاء
فقال لم أجد
شيئا ولا
خاتما من حديد
قال هل معك من
القرآن شيء
قال نعم معي
سورة كذا
وسورة كذا قال
قد أنكحتها
على ما معك من
القرآن
[-: 5500 :-] Sehl b.
Sa'd anlatıyor: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında diğer
Müslümanlarla birlikteyken kadının biri kalkıp: "Ya Resulallah! Ben
kendimi sana hibe ettim, uygun gördüğünü yap!" dedi. Nebi (sallallahu
aleyhi ve sellem) susup kadına herhangi bir cevap vermedi. Kadın bir daha
kalkıp:
"Ya Resulallah! Ben
kendimi sana hibe ettim, uygun gördüğünü yap!" dedi. Bunun üzerine oradaki
adamlardan biri kalkıp: "Ya Resulallah! Kadını benimle evlendir"
dedi. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Mehir olarak
verebileceğin bir şey var mı?" diye sorunca, adam: "Yok" dedi.
Nebi (s",II",II",hu ",Ieyhi vesellem) adama: "Git ve
verecek bir şey bul" buyurdu. Adam gitti sonra da gelip: "Ya
Resulallah! Verecek bir şey bulamadım" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi
ve sellem): "Demirden bir yüzük olsa dahi gidip bir şeyler bul getir"
buyurdu. Adam yine gitti. Sonra geldi ve: "Hiçbir şey, demirden bir yüzük
bile bulamadım I" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona:
"Kur'an
sarelerinden ezberinde bir şey var mı?" diye sorunca, adam: "Evet! Şu
şu sureler var" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve
sellem): "Kuran'dan bildiğin sareleri ona öğretmen karşılığında kadım
seninle evlendiriyorum" buyurdu.
Mücteba: 6/91; Tuhfe:
4689.
5289. hadiste tahrici
yapıldı.
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال ثنا يعقوب
يعني بن عبد الرحمن
الزهري
الإسكندراني
عن أبي حازم
عن سهل بن سعد
أن امرأة جاءت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فقالت يا
رسول الله جئت
لأهب نفسي إليك
فنظر إليها
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم فصعد
النظر إليها
وصوبه ثم طأطأ
رأسه فلما رأت
المرأة أنه لم
يقض فيها شيئا
جلست فقام رجل
من أصحابه
فقال أي رسول
الله صلى الله
عليه وسلم إن
لم يكن لك بها
حاجة
فزوجنيها
فقال هل عندك
شيء قال لا
والله ما وجدت
شيئا قال انظر
ولو خاتما من
حديد فذهب ثم
رجع فقال لا
والله يا رسول
الله ولا خاتم
من حديد ولكن
هذا إزاري قال
سهل ما له
أداء قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم ما
تصنع بإزارك
إن لبسته لم
يكن عليك فيه
شيء فجلس
الرجل حتى طال
مجلسه ثم قام
فرآه رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
موليا فأمر به
فدعي فلما جاء
قال ماذا معك
من القرآن قال
معي سورة كذا
وسورة كذا
عددها قال
تقرأهن عن ظهر
قلبك قال نعم
قال فقد ملكتكها
بما معك من
القرآن
[-: 5501 :-] Sehl b.
Sa'd anlatıyor: Kadının biri Resulul/ah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e
gelerek: "Ya Resulallah! Kendimi sana hibe etmek için geldim" dedi.
Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) kadını yukarıdan aşağıya bir süzdükten
sonra başını önüne eğdi. Kadın, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
kendisi hakkında bir karara varmadığını görünce oturdlJ. Ashabından biri
kalkarak: "Ya Resulallah! Eğer senin ona ihtiyacın yoksa onu benimle
evlendir" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) adama:
"Yanında (mehir olarak) bir şey var mı ki?" diye sorduğunda adam:
"Yaılahi bir şeyim yok!" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem) adama: "Bir şeyler bul! Demirden bir yüzük
dahi olur" buyurdu. Adam gitti, geri döndüğünde: "Ya Resulallah!
Vallahi bir demir yüzük bile bulamadım. Ama şu üzerimdeki izar var" dedi.
Adamın belden yukarısını örten bir ridası bile yoktu. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem):
"Senin izannı ne
yapacak! Sen giysen onun üzerinde, o giyse senin üzerinde bir
şeyolmayacak" buyurunca adam oturdu. Uzunca bir müddet oturduktan sonra
adam gitmek için kalktı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onu giderken
görünce emrederek geri çağırıldı. Geldiğinde ona: "Kur'an'dan ezberinde ne
var?" diye sordu. Adam: "Şu şu sureler var" diyerek bildiği
sureleri saydı.
Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem): "Onlan ezberden okuyabiliyar musun?" diye sorunca,
adam: "Evet" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve
sellem):
"Ezberinde olan
sureleri ona öğretmen karşılığInda onu seninle evlendiriyorum" buyurdu.
Mücteba: 6/113; Tuhfe:
4778.
5289. hadiste tahrici
yapıldı.