NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

KİTABU’N-NİKAH

<< 1584 >>

إباحة التزوج بغير صداق

70- Mehirsiz Evliliğin de Geçerli Olması

وذكر الاختلاف على منصور في خبر بروع بنت واشق

 

أخبرنا عبد الله بن محمد بن عبد الرحمن قال حدثنا أبو سعيد عبد الرحمن بن عبد الله عن زائدة بن قدامة عن منصور عن إبراهيم عن علقمة والأسود قالا أتي عبد الله في رجل تزوج امرأة ولم يفرض لها فتوفي قبل أن يدخل بها فقال عبد الله سلوا هل تجدون فيها أثرا قالوا يا أبا عبد الرحمن ما نجد فيها يعني أثرا قال أقول برأيي فإن كان صوابا فمن الله لها كمهر نسائها لا وكس ولا شطط ولها الميراث وعليها العدة فقام رجل من أشجع فقال في مثل هذا قضى رسول الله صلى الله عليه وسلم فينا في امرأة يقال لها بروع بنت واشق تزوجت رجلا فمات قبل أن يدخل بها فقضى لها رسول الله صلى الله عليه وسلم بمثل صداق نسائها ولها الميراث وعليها العدة فرفع عبد الله يديه وكبر قال أبو عبد الرحمن لا أعلم أحدا قال في هذا الحديث الأسود غير زائدة

 

[-: 5489 :-] Alkame ile Esved'in bildirdiğine göre Abdullah (b. Mes'ud)'dan belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla evlenen ancak kadınla zifafa girmeden vefat eden bir adam konusunda fetva istediler. Abdullah:

 

"Kadını kontrol edin hamilelik belirtisi gibi şeyler var mı?" deyince, adamlar: "Ey Ebu Abdirrahman! Öyle bir belirti görmedik'' karşılığını verdiler. Abdullah da dedi ki: "O zaman bu konuda kendi görüşümü söyleyeceğim. Şayet görüşümde isabet edersem bu Allah'ın inayetiyledir. Bu durumda kadına ne az, ne de fazla olmamak kaydıyla emsal kadınların mehri kadarı verilir. Aynı şekilde ölen kocasına mirasçı olur ve iddet de bekler." Abdullah'ın bu sözü üzerine Eşca' kabilesinden bir adam kalkıp dedi ki: "Böylesi bir durumu olan bir kadın konusunda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) de aynı hükmü verdi. Berva' binti Vaşik adında bir kadın bir adamla evlenmiş, ancak gerdeğe girmeden kocası ölmüştü. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) de kadına emsal kadınların mehri kadarının verilmesine, kocasına mirasçı olacağına ve iddet beklemesi gerektiğine hükmetti." Abdullah bunu duyunca ellerini kaldırıp tekbir getirdi.

 

Mücteba: 6/121; Tuhfe: 11461.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

ذكر اسم الأشجعي والاختلاف في ذلك

 

أخبرنا أحمد بن سليمان قال حدثنا يزيد قال حدثنا سفيان عن منصور عن إبراهيم عن علقمة عن عبد الله أنه أتى في امرأة تزوجها رجل فمات عنها ولم يفرض لها صداقا ولم يدخل بها فاختلفوا إليه قريبا من شهر لا يفتيهم ثم قال أرى لها صداق نسائها لا وكس ولا شطط ولها الميراث وعليها العدة فشهد معقل بن سنان الأشجعي أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قضى في بروع بنت واشق بمثل ما قضيت

 

[-: 5490 :-] Alkame'nin bildirdiğine göre Abdullah'tan, belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla evlenen, ancak kadınla zifafa girmeden vefat eden bir adam konusunda fetva istediler. Adamlar bir ay boyunca bu konuda Abdullah'ın yanına gelip gittiler, ancak onlara herhangi bir fetva vermedi. En sonunda onlara dedi ki:

 

"Görüşümce kadına ne az, ne de fazla olmamak kaydıyla emsal kadınların mehri kadarı verilir. Aynı şekilde ölen kocasına mirasçı olur ve iddet de bekler." Bunun üzerine Eşca' kabilesinden biri olan Ma'kil b. Sinan, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in böylesi bir durumda olan Berva' binti Vaşık hakkında Abdullah'ın verdiği hükmün aynısını verdiğini söyledi.

 

5491, 5492, 5493, 5494, 5495, 5496, 5497, 5498 ile 5677. hadislerde tekrar gelecektir. - Mücteba: 6/121; Tuhfe: 11461.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

 

 

[-: 5491 :-] Mu'temir b. Süleyman da Mansur vasıtasıyla bir öncekinin aynısını rıvayet eder.

 

Tuhfe: 4558.

ذكر الاختلاف على عامر الشعبي في هذا الحديث

 

أخبرنا إسحاق بن منصور قال حدثنا عبد الرحمن قال حدثنا سفيان عن فراس عن الشعبي عن مسروق عن عبد الله في رجل تزوج امرأة فمات ولم يدخل بها ولم يفرض لها قال لها الصداق وعليها العدة ولها الميراث فقال معقل بن سنان فقد سمعت النبي صلى الله عليه وسلم قضى به في بروع بنت واشق

 

[-: 5492 :-] Mesruk der ki: Belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla evlenen ancak kadınla zifafa girmeden vefat eden bir adam konusunda Abdullah: "Kadına mehri verilir, kocasına mirasçı olur ve iddet bekler" hükmünü verdi. Bunun üzerine Ma'kil b. Sinan da: "Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in de Berva' binti Vaşik hakkında aynı hükmü verdiğini işittim" dedi.

 

Mücteba: 6/122; Tuhfe: 11461.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا إسحاق بن منصور قال حدثنا عبد الرحمن عن سفيان عن منصور عن إبراهيم عن علقمة عن عبد الله مثله

 

[-: 5493 :-] İbrahim de Alkame vasıtasıyla Abdullah'tan aynısını rivayet eder.

 

Mücteba: 6/122; Tuhfe: 11461.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا علي بن حجر قال حدثنا علي بن مسهر عن داود بن أبي هند عن الشعبي عن علقمة عن عبد الله أنه أتاه قوم فقالوا إن رجلا منا تزوج امرأة ولم يفرض لها صداقا ولم يجمعها إليه حتى مات فقال عبد الله ما سئلت منذ فارقت رسول الله صلى الله عليه وسلم أشد علي من هذه فأتوا غيري فاختلفوا إليه فيها شهرا ثم قالوا له في آخر ذلك من نسأل إن لم نسألك وأنت من جلة أصحاب محمد صلى الله عليه وسلم بهذا البلد ولا نجد غيرك قال سأقول فيها بجهد رأيي فإن كان صوابا فمن الله وحده لا شريك له وإن كان خطأ فمني ومن الشيطان والله ورسوله منه براء أرى أن أجعل لها صداق نسائها لا وكس ولا شطط ولها الميراث وعليها العدة أربعة أشهر وعشرا قال وذلك بسمع أناس من أشجع فقاموا فقالوا نشهد أنك قضيت بما قضى به رسول الله صلى الله عليه وسلم في امرأة منا يقال لها بروع بنت واشق قال فما رئي عبد الله فرح فرحه يومئذ إلا بإسلامه

 

[-: 5494 :-] Alkame'nin bildirdiğine göre, belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla evlenen, ancak kadınla zifafa girmeden vefat eden bir adam konusunda Abdullah (b. Mes'ud)'dan hüküm vermesi istenildiğinde: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) vefat ettiğinden beri bana bundan daha zor bir soru sorulmadı. Başkasına gidip fetva isteyin" dedi. Bir ay boyunca hüküm vermesi için yanına gelip gittiler. En sonunda ona: "Senin gibi Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in seçkin ashabından biri dururken burada kime gidelim ki?" dediler. Bunun üzerine Abdullah şu karşılığı verdi: "O zaman bu konuda kendi görüşümü söyleyeceğim. Şayet görüşümde isabet edersem bu, ortağı olmayan Allah'tandır. Şayet hatalı olursa benden ve Şeytandandır. Böylesi bir hükümden de Allah ve Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) beridir. Görüşümce kadına ne az ne de fazla olmamak kaydıyla emsal kadınların mehri kadarı verilir. Aynı şekilde kocasına mirasçı olur. Dört ay on gün de iddet bekler." Abdullah bunları söylerken Eşca' kabilesinden bazıları da onu dinliyorlardı. Abdullah bu hükmü verince kalkıp: "Şehadet ederiz ki böylesi bir konuda Berva' binti Vaşik adında bir kadın hakkında Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in verdiği hükmün aynısını verdin" dediler. Bu sözleri işiten Abdullah öyle bir sevindi ki sadece Müslüman olduğu zaman bu kadar sevinmişti.

 

Mücteba: 6/122; Tuhfe: 11461 .

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

 

أخبرنا شعيب بن يوسف النسائي عن يزيد يعني بن هارون عن بن عون عن الشعبي عن الأشجعي قال رأيت بن مسعود فرح فرحة وجاءه رجل فسأله عن رجل وهب ابنته لرجل فمات قبل أن يدخل بها ولم يفرض لها الصداق فقال لها الصداق كاملا وعليها العدة ولها الميراث فقال معقل بن سنان سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم قضى به في بروع بنت واشق قال الأشجعي شهدت النبي صلى الله عليه وسلم قضى بها ففرح فرحة ما فرح مثلها

 

 

[-: 5495 :-] Eşcai anlatıyor: Bir defasında Abdullah b. Mes'ud'un çok sevindiğine şahit oldum. Adamın biri kızını bir adama hibe edip (mehirsiz) onunla evlendirmiş. Ancak kız onunla zifafa girmeden adam ölmüştü. Biri gelip bu konuda Abdullah'tan fetva istedi. Abdullah: "Bu konuda herhangi bir şey işitmiş değilim" dedi. Fetva isteyen adam: "Bir ay boyunca yanına gelip gidecek olsam dahi ne bunu senden başkasına sorarım, ne de soracak birini bulabilirim" deyince, Abdullah şu karşılığı verdi: "O zaman bu konuda kendi görüşümü söyleyeceğim. Şayet görüşümde isabet edersem bu, Allah'ın inayetiyle olmuş demektir. Görüşümce kadına ne az, ne de fazla olmamak kaydıyla benzeri kadınların mehri kadarı verilir. Bunun yanında iddet de bekler." Ben de ona:

"Bu konuda Nebi'in de (s.a.v.) aynı şekilde hüküm verdiğine şahit oldum" dediğimde Abdullah öyle bir sevindi ki bu kadar sevindiğini görmüş değildim.''

 

Tuhfe: 11461 .

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

Ayrıca hadisi Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5322) rivayet etmiştir.

 

 

 

[-: 5496 :-] Şa'bi anlatıyor: Abdullah'a, belirli bir mehir tayin etmeden bir kadınla evlenen, ancak kadınla zifafa girmeden vefat eden bir adam konusunda fetva istenince, Abdullah (b. Mes'ad) adama: "Bunu sorabileceğin pek çok kişi var, onlara sor" karşılığını verdi. Ancak adam: "Valiahi bir yıl bekleyeceğimi bilsem yine senden başkasına bunu sormam" dedi. Adam bir ay boyunca bu konu için Abdullah'ın yanına gelip gitti. Sonunda Abdullah kalkıp abdest aldı, iki rekat namaz kıldıktan sonra: "Allahım! Görüşümde isabet edersem senden, hata edersem de bendendir" diye dua etti ve dedi ki: "Görüşümce kendisine, onun gibi olan kadınların mehirlerinin benzeri bir mehir verilir. Bunun yanında kocasına yine mirasçı olur ve iddet de bekler." Eşca' kabilesinden bir adam kalkıp: "Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bizim kabileden bu durumda olan Berva' binti Vaşik adında bir kadın konusunda da aynı hükmü verdi" deyince, Abdullah adama: "Senden başka bunu teyid edecek birileri var mı?" diye sordu. Orada bulunan başkaları da kalkıp bunu teyid ettiler.

 

Tuhfe: 11461.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

Ayrıca hadisi Abdurrezz:lk, Musannef (l 1743) rivayet etmiştir.

 

 

 

[-: 5497 :-] Şa'bi şöyle bildirir: "Karısına belirli bir mehir tayin etmeden ölen bir adam konusunda fetva istemek üzere Abdullah'ın yanına bir ay boyunca gelip gittiler. .. " Ravi devamında bir önceki hadisi zikreder. Ancak sonunda der ki:

"Bunun üzerine Ma/kil b. Sinan kalkıp: "Berva' binti Vaşik adında bir kadın konusunda Resulullah da (scıllc,llcıhu cıleyhi vesellem) aynı hükmü verdi" dedi.

 

Tuhfe: 11461 .

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

 

 

[-: 5498 :-] ismail b. Ebi Halid, Amir' (Şa'bı)'den bildiriyor: "Karısına belirli bir mehir tayin etmeden ölen bir adam konusunda fetva istemek üzere Abdullah'ın yanına geldiler ... "

Ravi bir önceki hadisi zikreder. Ancak sonunda der ki: "Bunun üzerine Ma'kil b. Sinan kalkıp: ''Berva' binti Vaşik adında bir kadın konusunda Resulullah da (scıllcıllcıhu cıleyhi vesellem) aynı hü'kmü verdi'' dedi.,,

 

Mücteba: 6/122; Tuhfe: 11461.

 

Diğer tahric: Hadisi Ebu Davud (2114, 2115), İbn Mace (1891), Tirmizi (1145), Ahmed, Müsned (15943), Tahavi, Şerh Müşkili'l-Asar (5318,5319,5320,5321,5322,5323, 5324) ve İbn Hibban (4098,4100,4101) rivayet etmişlerdir.

 

 

باب هبة المرأة نفسها لرجل بغير صداق والكلام الذي ينعقد به النكاح

71- Kadının Mehir istemeden Bir Erkeğe Evlilik Teklif Etmesi

 

وذكر اختلاف ألفاظ الناقلين لخبر سهل بن سعد في ذلك

 

أخبرنا هارون بن عبد الله قال حدثنا معن قال حدثنا مالك عن أبي حازم عن سهل بن سعد أن رسول الله صلى الله عليه وسلم جاءته امرأة فقالت يا رسول الله إني قد وهبت نفسي لك فقامت قياما طويلا فقام رجل فقال زوجنيها إن لم يكن لك بها حاجة قال رسول الله صلى الله عليه وسلم هل عندك شيء قال إزاري قال إن أعطيتها إياه جلست لا إزار لك فالتمس شيئا قال ما أجد شيئا قال التمس ولو خاتما من حديد فالتمس فلم يجد شيئا فقال له رسول الله صلى الله عليه وسلم هل معك من القرآن شيء قال نعم سورة كذا وسورة كذا لسور سماها رسول الله صلى الله عليه وسلم قد زوجتكها على ما معك من القرآن

 

[-: 5499 :-] Sehl b. Sa'd anlatıyor: Kadının biri Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelip: "Ya Resulallah! Ben kendimi sana hibe ettim, uygun gördüğünü yap!" dedi. Orada uzunca bir müddet öylece kaldıktan sonra adamın biri kalkıp:

 

"Şayet sen evlenmeyeceksen kadını benimle evlendir" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) adama: "Mehir olarak verebileceğin bir şey var mı?" diye sorunca, adam:

 

"Üzerimdeki izar var" dedi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "İzanm ona verecek olursan senin üzerinde bir şey kalmaz. Mehir olarak verecek bir şeyler bul" buyurunca, adam: "Bir şey bulamam" dedi. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Demirden bir yüzük dahi olsa git ara bul" buyurunca, adam gitti ancak bir şey bulamadı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona: "Kuran surelerinden ezberinde bir şey var mı?" diye sorunca, adam:

 

"Evet! Şu şu sureler var" dedi ve bildiği sureleri saydı. Bunun üzerine Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Kur'an'dan bildiğin sureleri ona öğretmen karşılığında kadım senİnle evlendiriyorum" buyurdu.

 

Mücteba: 6/123; Tuhfe: 4742.

 

5289. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا محمد بن منصور عن سفيان قال سمعت أبا حازم يقول سمعت سهل بن سعد يقول إني لفي القوم عند النبي صلى الله عليه وسلم فقامت امرأة فقالت يا رسول الله إنها قد وهبت نفسها لك فرأ فيها رأيك فسكت فلم يجبها النبي صلى الله عليه وسلم بشيء ثم قامت فقالت يا رسول الله إنها قد وهبت نفسها لك فرأ فيها رأيك فقام رجل فقال زوجنيها يا رسول الله قال هل معك شيء قال لا قال اذهب فاطلب شيئا فذهب فطلب ثم جاء فقال يا رسول الله لم أجد شيئا قال اذهب فاطلب ولو خاتما من حديد فذهب فطلب ثم جاء فقال لم أجد شيئا ولا خاتما من حديد قال هل معك من القرآن شيء قال نعم معي سورة كذا وسورة كذا قال قد أنكحتها على ما معك من القرآن

 

[-: 5500 :-] Sehl b. Sa'd anlatıyor: Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in yanında diğer Müslümanlarla birlikteyken kadının biri kalkıp: "Ya Resulallah! Ben kendimi sana hibe ettim, uygun gördüğünü yap!" dedi. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem) susup kadına herhangi bir cevap vermedi. Kadın bir daha kalkıp:

 

"Ya Resulallah! Ben kendimi sana hibe ettim, uygun gördüğünü yap!" dedi. Bunun üzerine oradaki adamlardan biri kalkıp: "Ya Resulallah! Kadını benimle evlendir" dedi. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Mehir olarak verebileceğin bir şey var mı?" diye sorunca, adam: "Yok" dedi. Nebi (s",II",II",hu ",Ieyhi vesellem) adama: "Git ve verecek bir şey bul" buyurdu. Adam gitti sonra da gelip: "Ya Resulallah! Verecek bir şey bulamadım" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Demirden bir yüzük olsa dahi gidip bir şeyler bul getir" buyurdu. Adam yine gitti. Sonra geldi ve: "Hiçbir şey, demirden bir yüzük bile bulamadım I" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ona:

 

"Kur'an sarelerinden ezberinde bir şey var mı?" diye sorunca, adam: "Evet! Şu şu sureler var" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Kuran'dan bildiğin sareleri ona öğretmen karşılığında kadım seninle evlendiriyorum" buyurdu.

 

Mücteba: 6/91; Tuhfe: 4689.

 

5289. hadiste tahrici yapıldı.

 

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال ثنا يعقوب يعني بن عبد الرحمن الزهري الإسكندراني عن أبي حازم عن سهل بن سعد أن امرأة جاءت رسول الله صلى الله عليه وسلم فقالت يا رسول الله جئت لأهب نفسي إليك فنظر إليها رسول الله صلى الله عليه وسلم فصعد النظر إليها وصوبه ثم طأطأ رأسه فلما رأت المرأة أنه لم يقض فيها شيئا جلست فقام رجل من أصحابه فقال أي رسول الله صلى الله عليه وسلم إن لم يكن لك بها حاجة فزوجنيها فقال هل عندك شيء قال لا والله ما وجدت شيئا قال انظر ولو خاتما من حديد فذهب ثم رجع فقال لا والله يا رسول الله ولا خاتم من حديد ولكن هذا إزاري قال سهل ما له أداء قال رسول الله صلى الله عليه وسلم ما تصنع بإزارك إن لبسته لم يكن عليك فيه شيء فجلس الرجل حتى طال مجلسه ثم قام فرآه رسول الله صلى الله عليه وسلم موليا فأمر به فدعي فلما جاء قال ماذا معك من القرآن قال معي سورة كذا وسورة كذا عددها قال تقرأهن عن ظهر قلبك قال نعم قال فقد ملكتكها بما معك من القرآن

 

[-: 5501 :-] Sehl b. Sa'd anlatıyor: Kadının biri Resulul/ah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gelerek: "Ya Resulallah! Kendimi sana hibe etmek için geldim" dedi. Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem) kadını yukarıdan aşağıya bir süzdükten sonra başını önüne eğdi. Kadın, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in kendisi hakkında bir karara varmadığını görünce oturdlJ. Ashabından biri kalkarak: "Ya Resulallah! Eğer senin ona ihtiyacın yoksa onu benimle evlendir" dedi. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) adama: "Yanında (mehir olarak) bir şey var mı ki?" diye sorduğunda adam: "Yaılahi bir şeyim yok!" karşılığını verdi. Bunun üzerine Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) adama: "Bir şeyler bul! Demirden bir yüzük dahi olur" buyurdu. Adam gitti, geri döndüğünde: "Ya Resulallah! Vallahi bir demir yüzük bile bulamadım. Ama şu üzerimdeki izar var" dedi. Adamın belden yukarısını örten bir ridası bile yoktu. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

 

"Senin izannı ne yapacak! Sen giysen onun üzerinde, o giyse senin üzerinde bir şeyolmayacak" buyurunca adam oturdu. Uzunca bir müddet oturduktan sonra adam gitmek için kalktı. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) onu giderken görünce emrederek geri çağırıldı. Geldiğinde ona: "Kur'an'dan ezberinde ne var?" diye sordu. Adam: "Şu şu sureler var" diyerek bildiği sureleri saydı.

 

Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onlan ezberden okuyabiliyar musun?" diye sorunca, adam: "Evet" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Ezberinde olan sureleri ona öğretmen karşılığInda onu seninle evlendiriyorum" buyurdu.

 

Mücteba: 6/113; Tuhfe: 4778.

 

5289. hadiste tahrici yapıldı.